Ateş ve Su (Dilara Aksoy)

Yanmak mı boğulmak mı sorunsalı...İkisi de kendine has acı çektirme yöntemlerine sahip ölüm biçimleri. Su ve ateşin ham maddesi olduğu bu ölüm biçimleri aslında düşünüldüğünde insanı çıkmaza sürüklüyor. Yanarak mı boğularak mı ölmek isterdin? Bu sorunun cevabını vermek için yeterince düşünmemişsin gibi. Daha düşünecek çok farklı şeylere sahipsin. Hiç olmadı bu ölüm biçimlerini düşünmek yerine gökyüzünün bu gece kimin için süslendiğini düşünebilirsin. Ya da neden gökyüzündeki zifiri karanlığa bakmak yerine gökyüzüne bütün ihtişamıyla yuva kurmuş ay ve yıldızlara bakmıyorsun? Biraz odaklanırsan belki kimin için süslendiklerini bulabilirsin. Ama bulmak istemiyorsun değil mi? Korkuyorsun. Çünkü biliyorsun ki sabah olmadan gökyüzünü terk edip gidecekler. Bak başka bir soru daha. Ay ve yıldızlar niçin küsüyorlar gökyüzüne? Gecenin karanlığında boğuldular mı? Ya da güneş yaktı mı canlarını? Peki sonraki gece yaşıyor olduklarını görmek bir umut mu? Belki de nasıl öleceğini düşünmemektir umut. Yanarak ya da boğularak öleceğini düşünmeyecek kadar ölüme umut duymalıyız o halde...

Yorumlar

Bu Haftanın Çok Okunanları

Türkçede Artikel Mevzusu (Batıkan Erkoç)

Bir Şairin Savaşı (İzel Kaya)